“Bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor...”  
“Bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor...”

“Bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor...”

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 19. Milli Eğitim Şurası´nda, anadolu imam hatip liselerinde zorunlu olarak “Osmanlı Türkçesi“ okutulmasına yönelik alınan tavsiye kararına ilişkin “Özellikle muhalefetimizin ve bazı köşe yazarlarının, bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor. Birbirimizin ne dediğini doğru anlayabilmek için. Milli Eğitim Bakanı olarak benim önerim bir okuma listesi yapalım“ dedi.

“Bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor...”

Bakan Avcı, JW Marriott Hotel´de düzenlenen, "Türkiye´de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi Projesi (METEK) Kapanış Konferansı" sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

 

Osmanlı Türkçesi´nin bazı okullarda zorunlu ders olarak okutulması teklifine yönelik eleştirilere ilişkin soru üzerine Bakan Avcı, eleştirileri, sağlıklı bir zeminde değerlendirebilmek için bir ortak dil ve referans çerçevesi oluşturulması gerektiğini belirtti.

 

Neden bahsedildiğinin ve ne kastedildiğinin iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Bakan Avcı, Osmanlıca Türkçesi konusunun Antalya´daki şura ile başlayan bir tartışma olmadığını, bunun geçmişte de çok tartışıldığını söyledi.  Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Özellikle muhalefetimizin ve bazı köşe yazarlarının, bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor. Birbirimizin ne dediğini doğru anlayabilmek için. Milli Eğitim Bakanı olarak benim önerim bir okuma listesi yapalım. Bu konuda tartışmak isteyen siyasetçilerimiz, gazetecilerimiz, köşe yazarlarımız, bir çoğu zaten inşallah yapmıştır ama yapmayanlar için söylüyorum, bir ön okuma çalışması yapalım, Peyami Safa´nın ´Doğu ve Batı Sentezi´ni, Atilla İlhan´ın ´Hangi Batısı´nı, Mümtaz Turhan´ın ´Maarif Davaları´nı, Cemil Meriç´in ´Bu Ülkesi´ni, Şevket Süreyya Aydemir´in ´Suyu Arayan Adam´ını okuyalım, okusunlar. Çünkü, o şurada alınan kararlardan bir tanesi de okullarımızda okuma kültürünün geliştirilmesi önerisiydi. Şimdi onu buradan başlatalım. Okuma kültürünü geliştirme önerisine önce biz, kendimiz uyalım siyasetçiler olarak da."

 

Bu konu tartışılırken, Cemil Meriç, Atilla İlhan, Mümtaz Turhan, Talat Sait Halman, Şevket Süreyya ve Peyami Safa´nın ne dediğinin hatırlanması gerektiğini vurgulayan Bakan Avcı, "Böylece her defasında, sanki bu konu ilk defa tartışılıyormuş, konuşuluyormuş gibi bir takım klişelerden ´eller aya biz yaya´ klişelerinden ´ortaçağ karanlığı´ gibi klişelerden uzakta, daha berrak bir zeminde, daha bilgiye dayalı olarak, bunları daha sakin bir üslupla tartışalım" diye konuştu. 

 

"Itri konseri düzenlediği için istifa etmek zorunda kaldı…"

Geçen hafta hayatını kaybeden ilk Kültür Bakanı Talat Sait Halman´a da rahmet dileyen Bakan Avcı, Halman´ın kültür bakanlığı görevinden bugünkü tartışmalara damgasını vuran önyargılarla çok yakından ilgili bir konu nedeniyle istifa ettiğine işaret etti. 

Topkapı Sarayı´nda, Itri konseri düzenlediği için yaylım ateşine ve medya tarafından adeta eleştiri bombardımanına tutulan Halman´ın bu nedenle istifa etmek zorunda bırakıldığını anlatan Bakan Avcı, UNESCO´nun geçen yılı "Itri Yılı" ilan ettiğini anımsattı. 

UNESCO´nun andığı büyük bestekâr Itri ile ilgili bir konser düzenlendiği için bu ülkede bir kültür bakanının istifa etmek zorunda bırakıldığının altını çizen Bakan Avcı, şunları kaydetti:

 

"Türkiye o günlerden buraya gelmiştir. Artık bizim bu konuları o günün önyargılarıyla, o günlerin klişeleriyle tartışmamamız gerekiyor. Daha düzeyli bir yerde, eğer işin teknik tarafını, uygulamada neler olacağını, nasıl olduğunu ve bunun öğrencilere ne kazandıracağını çok merak edenler olursa, bakın biraz önce kitaplarından söz ettim, Cemil Meriç´ten, Mümtaz Turhan´dan söz ettim. Şimdi eğer bu kitapları okumaya vakitleri yoksa, Ankara´da Mehmet Kaplan Sosyal Bilimler Lisesi, İstanbul´da Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi, Sakarya´da Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi var. Biraz vakit ayırsınlar, o okullarımızı ziyaret etsinler. Oralarda yıllardan beri Osmanlı Türkçesi, eski alfabemiz zorunlu ders olarak okutuluyor. O öğrencilerimizle, o öğrencilerimizin yaptıklarıyla, öğretmenlerimizle görüşsünler, o okullardaki etkinlikleri faaliyetleri görsünler, ondan sonra bu konuyu daha rahat konuşuruz, daha rahat tartışırız."

 

Türkiye´de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi Projesi´nin önemine işaret eden Bakan Avcı, medyanın ve siyasetçilerin Osmanlı Türkçesi´ne gösterdiği ilgi kadar bu konulara da ilgi göstermesini istediğini söyledi. 

 

Kendilerine, "Her işimiz bitti de iş Osmanlıca eğitimine mi kaldı" şeklinde eleştiriler yöneltildiğini aktaran Bakan Avcı, "Hayır bunlar birbirinin alternatifi değil. Önümüzdeki günlerde de Brüksel´de, ´Eğitimde Dijital Uygulamalar´ diye uluslararası bir toplantı var. Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz o toplantıya davetliyiz. 15 gün önce hiçbiriniz haber yapmadınız ama Fatih Projemiz, İtalya´da uluslararası bir ödül aldı, bilişim teknolojilerinin eğitime uygulanmasının uluslararası örnek projelerinden biri olmak nedeniyle. Ama medyada şu Osmanlıca tartışmalarının yüzde biri kadar, binde biri kadar bile yer almadı" şeklinde konuştu.

 

Bakan Avcı, medya mensuplarından METEK Projesi´nin  basında yer alması için katkı sunmalarını istedi. 

 

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.